Answer :
Answer:
DÜNYA'DA V E TÜRKİYE'DE NÜFUS ANALİZLERİ
Levent AKSU*
Nüfus belirli bir bölgede, belirli bir zaman dilimi sürecinde yaşayan
toplam insan sayısıdır. Bu yeryüzü üzerindeki bölge, bir köy, bir kasaba, bir
kent, bir metropol, hatta bir kıta gibi değişik yerleşim birimleri şeklinde olabilir.
İnsanoğlu yeryüzünde yaşamını; bir klan, bir aşiret, bir topluluk, bir cemaat, bir
millet gibi çeşitli büyüklerde ve çeşitli yoğunluklarda yaşamını sürdürür. Öyle ki
bazı yerlerde yeryüzü coğrafyasının insan yaşamına elverişli olmadığı alanlarda,
km2
'ye 1 kişi düşer; Moğolistan, İzlanda, Avustralya gibi ülkelerde, bazen de
Monoco gibi ülkelerde km2
'ye 28100 kişi düşmektedir. Nüfus yoğunluklarının
bu kadar farklı miktarlarda arz etmesinde temel neden insan-3coğrafya-doğal
kaynak ilişkisidir. Yeryüzünde nüfusun tabii şartlar bakımından" elverişli
bulunan dört bölgede toplandığı görülmektedir; Güney-Doğu Asya, Batı-Orta
Avrupa, Afrika (Orta-Güney Afrika), dördüncü olarak, A.B.D.'nin Batı-Doğu
kesimleri.
Nüfus, popülasyon miktarı olarak literatürde mana bulur. Fertler
popülasyona doğum veya bir göç sonucu katılırlar, ölüm veya çeşitli sebeplerle
ayrılırlar. Eğer bir popiilasyonun çevre şartlan değişmeden aynen kalabiliyorsa
üyelerinin (insanların) sayısında bir dengenin mevcut olduğu görülür. Eğer
çevre şartları değişiyorsa, fertlerin kaybı veya yine fertlerin eklenmesi sonucu
popiilasyonun (nüfusun) büyüklüğü azalır veya artış gösterir. Buna göre doğum,
ölüm ve iç-dış göç hareketlerinin nüfusun büyüklüğü üzerinde önemli etken
olduğu görülmektedir.
Toplumların nüfusunu sayı yönünden (nitelik ve nicelik olarak) inceleyen
bilime "Demografı" denir. Bu bilimin amacı ve konuları; doğum, ölüm, göç
hareketleri, yaş, cinsiyet durumu, eğitim alma durumu ve etkileri, dini inançları,
geleneklerine ve göreneklerine göre yaşama tarzları, aile yapıları, iktisaden faal
olma durumları, evlenme ve boşanma oranlan, ekonomik gelişme seviyesine
etki eden işgücü miktarı, işsizlik oranları, bağımlılık oranları ve mesleklerine
Sosyal Yapı-Sosyal Değişme Yüksek Lisans Öğrencisi
220 Levent Aksu
göre dağılımı olmak üzere pek çok konu nüfus yapısını etkileyerek,
demografinin konusunu teşkil etmektedir.
Diğer bir tanıma göre, "Demografi bilimi"; nüfusun yapısını, oluşum
şekillerini ve zaman için de nüfusla ilgili olarak ortaya çıkan olayları, kantitatif
ve istatistik metodlarıyla ortaya koyan bir disiplindir.
Günümüzde demografi bilimi (nüfus bilimi), genellikle toplumbiliminin
bir dalı sayılmaya başlanmıştır 1
. Bu bilimin iktisat, coğrafyanın bütün kollarıyla
ve.özellikle beşeri coğrafya ile yakın ilişkisi söz konusudur. Ayrıca etnoloji,
antropoloji, istatistik, ekoloji, jeoloji (yerbilim) gibi pek çok bilim ile yakından
ilişkisi mevcuttur. Zaten konusu insan olan demografinin bütün bilimler ile az
çok ilişkisi vardır. Demografı bilimi konusunu ve kökenini; ekonomi, tıp,
istatistik, biyoloji, coğrafya ve tarih gibi bilimlerle münasebeti sonucunda
oluşturmuştur. Demografi bilimi matematik ve İstatistik (kantitatif ölçümler)
metodunu kullanarak, nüfusun yapısı nitelik ve nicelik olarak belirleyerek
sayılarla ifade etmeğe çalışır. Zamanla bu metodları ve bilimleri kullanarak,
toplum bilimi ile birleşik bir nitelik kazanmaya başlamıştır. Toplumbilimin
konuları ile demografı biliminin konuları arasında, birbirine geçmiş konular ve
kavramlar bulunmaktadır. Örneğin, evienme-boşanma oranları, aile yapıları,
^ö^hrae te tİCTirb^
girmektedir.
Demografı bilimi istatistiklerden, anketlerden, nüfus' sayımlarından,
planlama projeksiyonlarından ve tahminlerden yararlanarak, • nüfusun
karakteristik yapılarını ortaya koymağa çalışır. Demografi sözcüğünü ilk olarak
1885 yılında ortaya atan, Fransız Achille Guillard'dır. Bu sözcük Yunancadaki;
Demos (halk), grafein (çizmek, Betimlemek) sözcüklerinin birleşmesinden
oluşmaktadır .
Yukarıda anlatmaya çalıştığımız gibi, bir ülkede nüfusu belirleyen temel
etmen, doğum oranları ile ölüm oranları arasındaki farktır. Bu fark bize doğal
nüfus artışını vermektedir. Bir ülkenin yada toplumun doğal nüfus artışında
daha önce belirttiğimiz gibi diğer sebeplerde teşkil etmektedir. Bunlardan
bazıları ülkenin herhangi bir savaş sonrasında toprak kazanması veya
kaybetmesi, (savaşlar nedeniyle erkek nüfusta meydana gelen azalma) salgın ve
bulaşıcı hastalıklar, (veba, tüfıis. kolera, sıtma gibi) dış göç hareketleri, doğal
afetler, (deprem, sel, erozyon gibi) coğrafi iklim değişiklikleri, doğal
kaynakların bolluğu veya azlığı, gıda ve beslenme kaynaklarındaki kıtlık ve
bolluk gibi nedenler, nüfusun büyüklüğü, hareketliliği, ve yoğunluğu üzerinde
Explanation: